Kategoriler
yazı

istanbul

istanbul fazla özletiyor kendini.

içinde iken daha çok bütünleştiriyor. o taşın yüzeyindeki kavis, biliyorsun ki ellerin de değdiği için yoğrulmuş. istanbul’un taşları ellerinde ipeklenmiş. vaziyet bu olunca kent ve aidiyet üzre kurduğun ilişki de başkalaşıyor.

kentin sokaklarını arşınlarken yere ne denli sağlam bastığını hissetmekle alakalıdır biraz da kentle kurulan ilişki. müdavim ve misafir olmak arasında beliren cesaret ve çekingenlik arasında kurulur kentlilik, yerlilik ve aidiyet daireleri.

öyle ki ben geçmişte tek başına hatrıma bile düşmeyen parçaları okşamayı pek özlemişim. binbir köşeye saçılmış parçaların var ettiği bütünü.

gel artık, diyor.

‘gel’ demekle kalmıyor. yüreğimden kopan bin parça ‘git artık’ diyor.