Kategoriler
iktibas

yazmak

İsmet Özel, Yazmak Nedir? Veya Bir Sevgili Ne İşe Yarar?
Kategoriler
iktibas

görevimiz ve ödevimiz

Sezai Karakoç, "Diriliş Mektubu", Unutuş ve Hatırlayış, 60
Sezai Karakoç, “Diriliş Mektubu”, Unutuş ve Hatırlayış, 60
Kategoriler
cümle iktibas yazı

bir resmi temaşa etmek

birkaç gündür mevlâna idris’in evvelki yazısında selahattin kara’nın sergisi vesilesiyle yazdığı meseleyi düşünüyorum.

cevap muamma: bir resim tablosuna bakan insan gözü resimden etkilenir de resim insan bakışlarından hiç mi etkilenmez?

“Duvara asılmış bir resme bakmakla ne yapmış oluruz? Bir müzedeki resme insanlar diyelim ki iki yüzyıl boyunca sürekli olarak baktı. Eğer bu sanat eserine bakarken, insanla eser arasında bir etkileşim oluyorsa, sadece insan mı etkilenir bu bakıştan? Yoksa çok bakılan, üzerinde çok konuşulan bir resim, sözgelimi bir Kaplumbağa Terbiyecisi veya Kağıt Oynayan Adamlar, ya da Mona Lisa veya Üsküdar’da Kış tablosu da bir etkileşim içine girip zaman içinde yüklenen yeni anlamlar, yorumlarla kendi oluş zamanının biraz dışına çıkar ve değişirler mi?”

Mevlâna İdris, Karar, 28.11.2019
Kategoriler
iktibas

şiir

Kategoriler
iktibas şiir

ebabil

“Ve kapıları yeşil sabahlara açılan

Sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri.”

ebabil, şair veli

Ebabil şiirinin tamamı.

Kategoriler
iktibas

yedi benlik

Kategoriler
cümle iktibas

çift kanat

“bir yandan umudun bir yandan korkun varsa çift kanatlısın demektir. tek kanatla uçulmaz zaten.”

mevlana celâleddin rumi

vakti zamanın şiarıydı, hâlâ da geçerli.

Kategoriler
iktibas şiir

yorulmadın ey kalbim

hayır kalbim

yorulmadım hayır hayır

yıkıl daha

cahit zarifoğlu, aşka dair.

Kategoriler
iktibas şiir

bir ilkbahar rüzgârı

rainer m. rilke, bir ilkbahar rüzgârı.

Kategoriler
iktibas yazı

anadolu’nun dirilişi

Kategoriler
iktibas

öfke, akl’ın huzuruna çıkar. orada sabır’la karşılaşır ve:

yunus emre divânı’ndan.

Kategoriler
iktibas şiir

geyikli gece

bir kez daha geyikli gece…

Geyikli Gece

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak

Bir yandan toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Glâdyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden

        “Geyikli gecenin arkası ağaç
          Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
          Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı”
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli

Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini
Örneğin Manastır’da oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı

Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider geyikli gecede uyurduk

        “Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
          İmdat ateşleri gibi ürkek telâşlı
          Sultan hançerleri gibi ayışığında
          Bir yanında üstüste üstüste kayalar
          Öbür yanında ben”
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz
Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
        “Halbuki geyikli gece ormanda
          Keskin mavi ve hışırtılı
          Geyikli geceye geçiyorum”

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.

Turgut Uyar

http://www.physics.metu.edu.tr/~uoyilmaz/TurkSiiri/cagdasturksiiri/turgutuyar/turgutuyar-(geyikligece).htm

Kategoriler
iktibas şiir

burası dünya!

“Burası dünya! Ne çok kıymetlendirdik.

Oysa bir tarla idi; ekip biçip gidecektik.”

Burası Dünya, Cahit Zarifoğlu.
Kategoriler
iktibas

şu bizim kırılganlığımız

eugenio borgna, şu bizim kırılganlığımız, 23.
Kategoriler
iktibas şiir

aylak göz

cahit zarifoğlu, aylak göz.
Kategoriler
iktibas yazı

bu firar bir kabil kompleksi

cemil meriç, “bu firar bir kabil kompleksi”, bu ülke, 97.
Kategoriler
gör-sel iktibas şiir

isteğin bulanık kıyısı

Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık (İsteğin bulanık kıyısında)

İlhan Berk, Otağ.
Kategoriler
iktibas şiir

İçinden Doğru Sevdim Seni

Kategoriler
iktibas şiir

Kantar Köprü’nün Gecesi

turgut uyar, büyük saat, 55.
Kategoriler
iktibas şiir

olgunluk