Kategoriler
cümle

üslubum neredesin?

üslubum neredesin?
Kategoriler
şiir yazı

yazmak vakti

yazmak vakti
Kategoriler
iktibas

yazmak

İsmet Özel, Yazmak Nedir? Veya Bir Sevgili Ne İşe Yarar?
Kategoriler
cümle yazı

hangi saat?

işlerimizi kol saatine göre mi, yoksa ezan saatine göre mi ayarlamalı?

osmanlı son döneminde ezan saatinden mekanik saate geçiş/dönüşüm, aynı zamanda bir zihniyet dönüşümüne de işaret eder.

birinden biri tercih edilmeli midir? ya da modern hayat içerisinde ezan saati işlevli hâle getirilebilir mi?

Kategoriler
cümle yazı

çeşmeler

bilirim ki bir çeşme akarsa o şehirde hayat var olur. çeşme aktıkça sebepler dairesi genişler. vesileler artar. hayra hasenata imkân olur. çeşmeler sadece bizde yok. roma’nın da her yerinde çeşmeler vardır çünkü akan suların olduğu bir çeşme refahı temsil eder ve bir medeniyetin en büyük delilidir. fakat roma’nın bütün çeşmeleri neredeyse kaldırım seviyesi hizasındadır ve o suyu içmek için roma medeniyeti karşısında eğilmek gerekir. lâkin çeşmeler bizde öyle değildir. bizim çeşmelerimiz karşılık beklemeksizin, itaat beklemeksizin suya kim ihtiyaç duyarsa mütevazi bir şekilde verir. karşılığı Rabb’inden bekler. âlemde her şey dairesel bir şekilde akar ve bu mübârek anlayışın özünde de döngüsel bir akış vardır.

Kategoriler
musiki

ey büti nev eda

Kategoriler
cümle

slogan

slogana düşmeden ses çıkarmayı ve duyurmayı öğrenmeliyiz. öğrenemezsek yine de yaşatmalıyız içimizde sloganı.

Kategoriler
cümle yazı

tanımlamak

çağın en büyük sığlığı: tanımlamak.

tanımlamak hakiki sığlık çünkü düşünceyi kalıba sokuşturuyor.

“Fırlamayım, bıktım tanımlanmaktan” diyor ya ismet özel.

işte öyle, fırlamalık zoraki bir kalıba sokuşturulmayı kabullenmek değil.

gerçek fırlamalık düşünmektir. slogana asla prim vermemektir.

tanımlanmaya karşı durmaktır.

âh bütün samimiyetimle merak içindeyim: kalıplarla, modern etiketlerle, şucu ya da bucu olarak kendimize varlık kazanarak daha ne kadar yok olacağız?

Kategoriler
cümle yazı

hakikatin binbir yüzü

geçenlerde twitter’da dolaşımda bir cümle:

“hakikatin bir yüzü vardır, yalanın ise binbir yüzü.”

sahiden, hakikatin tek yüzü mü vardır?

sanmıyorum.

hakikat tektir lâkin binbir yüzü vardır.

bu anlamda, hakikati yuvarlak bir küreye benzetiyorum. hakikate dair gerçeklik algımız küreye nereden baktığımıza göre değişir. farklı pozisyonlar/tecrübeler elde ettiğimiz, yeni bakış açıları kazandığımız oranda hakikate dair gördüklerimiz çeşitlenir, zenginleşir, yeni anlâmlar kazanır.

Kategoriler
cümle yazı

sahici demokratlık

otorite olmaksızın kimsenin hoşgörüsü, demokratlığı, çoğulculuğu sahici değildir.

bu söz, zannımca en çok muhalifleri ilgilendirir. otorite olmak ille de siyasal otorite olmak demek değildir.

hayatın her alanında modern hiyerarşik yapılar içerisinde kurduğumuz pozisyonel ilişkilere göre otorite/tabii ya da alt/üst oluruz.

“hoca öğrencisine nasıl davranıyordur?” “baba evladına nasıl davranıyordur?” “patron, işçisine nasıl davranıyordur?” hayatın içindeki bu sorular sahiciliğimizi test eder. kendi yaşantısına dair sınavdan geçemeyenlerin siyasal muhalif olması komedidir.

otorite/tabii ya da alt/üst ilişkisini var etmek ya da yok etmek de değildir esas mesele. hatta, hiyerarşik bir ilişkinin varlığı çoğunlukla verimliliği, sürdürülebilirliği, öğrenmeyi mümkün kılar. kurduğumuz ilişkide aslolan üsluptur, karşımızdakine verdiğimiz değerdir, nasıl davrandığımızdır.

Kategoriler
iktibas

görevimiz ve ödevimiz

Sezai Karakoç, "Diriliş Mektubu", Unutuş ve Hatırlayış, 60
Sezai Karakoç, “Diriliş Mektubu”, Unutuş ve Hatırlayış, 60
Kategoriler
cümle iktibas yazı

bir resmi temaşa etmek

birkaç gündür mevlâna idris’in evvelki yazısında selahattin kara’nın sergisi vesilesiyle yazdığı meseleyi düşünüyorum.

cevap muamma: bir resim tablosuna bakan insan gözü resimden etkilenir de resim insan bakışlarından hiç mi etkilenmez?

“Duvara asılmış bir resme bakmakla ne yapmış oluruz? Bir müzedeki resme insanlar diyelim ki iki yüzyıl boyunca sürekli olarak baktı. Eğer bu sanat eserine bakarken, insanla eser arasında bir etkileşim oluyorsa, sadece insan mı etkilenir bu bakıştan? Yoksa çok bakılan, üzerinde çok konuşulan bir resim, sözgelimi bir Kaplumbağa Terbiyecisi veya Kağıt Oynayan Adamlar, ya da Mona Lisa veya Üsküdar’da Kış tablosu da bir etkileşim içine girip zaman içinde yüklenen yeni anlamlar, yorumlarla kendi oluş zamanının biraz dışına çıkar ve değişirler mi?”

Mevlâna İdris, Karar, 28.11.2019
Kategoriler
yazı

şehir üniversitesi üzerine

cânım üniversitem için üzülmemek elde değil. haklı/haksız aramak ya da bir suçlu ilân etmeye çalışmak anlamsız. çünkü kimse kusursuz değil.

ne sürecin bir parçasıyım ne de hukuk tedrisatından geçtim. lâkin mimarlar odası’nın dragos kampüsü’yle ilgili sürecin en başından beri hukuki değil siyasi saiklerle davrandığı; birtakım etik meseleleri istismar ederek hukuku bir vesayet aracına dönüştürmeye çalıştığı aşikâr değil midir? türkiye’de ‘vakıf üniversitesi’ adı altında üniversiteler ticari kaygılarla para kazanırken; şehir üniversitesi’nin kâr amacı gütmeksizin sadece eğitimi dert edinmesi belli ki ‘kamu yararı’ lafzını ağzından düşürmeyerek istismar etmekten çekinmeyen mimarlar odası’nın bu konuda samimi olmadığının basit bir delilidir.

dragos, şehir üniversitesi’ne ilk günden bu yana iyi gelmedi. bazan diyorum ki eski hâliyle üsküdar gibi güzide bir beldede, diğer köklü üniversitelere benzemeye çalışmadan, kendi yoğurt yiyişiyle kalsaydı şehir üniversitesi. ne kaybederdik ki? bilmiyorum, belki altunizade’deki yüksek kira bedelleri bu taşınmayı zorunlu kıldı.

benim için tek somut gerçek, şehir üniversitesi’nin bütün kıymetiyle bugün bambaşka bir yerde ve konumda olabileceği idi. ne yazık ki bu ihtimal çok kıymetli ve üniversite mefhumunun hakkını vermeye çalışan bir kurumu kusursuz kılmıyor. belki de bir âh yankılanıyordur.

türkiye, keşke tanzimat’tan kalan alışkanlıklarından kurtulabilse. kurumsallaşma ve kuramsallaşma imkânı hayat bulsa. bu uğurda, siyaset kurumu bu meseleyi çözüme kavuştursa.

Kategoriler
cümle

rasyonel irrasyonalite

rasyonel irrasyonalite.

Kategoriler
cümle

ya hû

Kategoriler
iktibas

şiir

Kategoriler
yazı

baudrillard’ın haklılığı

baudrillard’ın haklılığını hep hissediyordum. “gerçekten daha mı gerçek?” orası bilinmez. savaşırken sahici bir dünya ama bahis vicdan ve merhamet olunca sahicilik yerini anlamın ve değerin varoluşsallığından uzaklaştığı kartondan bir dekora bırakıyor. iyiye dair hiçbir şey göze sokulamaz nitekim.

Kategoriler
iktibas şiir

ebabil

“Ve kapıları yeşil sabahlara açılan

Sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri.”

ebabil, şair veli

Ebabil şiirinin tamamı.

Kategoriler
cümle

yağmur

yağmurun bereketi, ıslatırken getirdiği rahmet aşikâr. ama yine de sormadan edemiyor insan: yağmurdan önce ıslanmayan suyu görebilir mi?

Kategoriler
cümle dua

ya Rabb

ya Rabb; şimdi gidilecek yolu zorlaştırma, müşkülatları sen kaldır, korkmak değil ama beni edebimden ve haddimden öteye çıkartma.